1.4 Esinlenerek Yazılan İncil
Tanrının maneviyatı, Onun gücü ve düşüncelerindedir; maneviyatının meydana getirdiği davranışlardadır. Daha önceki bölümlerde, yaratılış sürecinde Tanrının maneviyatının nasıl görüldüğünden söz edilmiştir: Ruhuyla Cenetti süslemişti (Yob 26:13) yaratılışı meydana getirmek için Tanrının ruhunun su üzerinde ilerlemesi gibi (Yaradılış 1:2). Bunun yanında, dünyanın Rabin sözüyle meydana geldiğini de okuyoruz (Mezmurlar 33:6), Genesis tarafından da örneklendiğine göre, yaratılacak şeyleri Tanrı emretmiştir ve yaratılma gerçekleşmiştir. Bu nedenle Tanrının maneviyatı, Onun sözünde çok iyi yansıtılmıştır. İçsel düşüncelerimizi ve tutkularımızı yansıtan sözlerimiz gibi, gerçek biz çok açık ve nettir. İsa zekice bir belirlemede bulunmuştur: Çünkü ağız yürekten taşanı söyler (Matta 12:34).Eğer biz kelimelerimizi kontrol edebilseydik, öncelikle kendi düşüncelerimiz üzerine çalışırdık. Çok şükür ki İncilde Tanrının kendi sözleri yazılıdır ve böylece biz de Onun ruhunu ve aklını anlayabiliriz. Davud, Tanrının sözlerinin ve kalbinin birbirine nasıl paralel olduğundan söz etmiştir (2 Samuel 7:21); Tanrının aklı/ruhu Onun sözlerinde yansıtılmıştır. Tanrı, ruhunu yazılı sözlerle yansıtma mucizesini ESİNLENMEyle sağlamıştır. BU terim, ruh kelimesinden temel almıştır.
ESİNLENME
Ruh, nefes veya nefes almak demektir, esinlenme de nefes alma içindedir. Bu, bir insanın Tanrıdan esinlenme altında yazdıklarının, Tanrının ruhu olması demektir. Pavlus, Timoteyusnin İncille olan yakınlığını, İncilin Tanrının ruhu olduğunu unutmamasını sağladı, böylece Pavlus, bizim için gerekli olan gerçek Tanrı bilincini sağlamış oldu.
Mesih İsa'ya olan iman aracılığıyla seni bilge kılıp kurtuluşa kavuşturacak güçte olan Kutsal Yazıları da çocukluğundan beri biliyorsun. Kutsal Yazıların tümü Tanrı esinidir ve öğretmek, azarlamak, yola getirmek ve doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır. Bunlar sayesinde Tanrı adamı her iyi iş için donatılmış olarak yetkin olur. (2 Timoteyus 3:15-17).
Eğer esinlenilmiş kutsal yazılar böyle bir bütünlük bilinci sağlayabilirse, o zaman bize Tanrı hakkında doğruyu göstermek için bir iç ışığa ihtiyaç kalmaz. Fakat, kaç kere insanlar kendi hislerinin ve tecrübelerinin kaynağının kendilerinin Tanrı bilincinden kaynaklandığını söyler!!! Eğer Tanrının esinlenilmiş sözünün kaderinin kabulu, bir insanın Hıristiyan hayatında tamamen hazır olmasına yeterliyse hayatlarımızda başka bir doğruluk gücü olmasına gerek yoktur. Eğer buna ihtiyaç varsa, Tanrının sözü bizi hazır hale getirmemiş demektir, aynen Pavlusun olacağına dair söz verdiği gibi...İncili elimizde tutmak ve onun gerçekten Tanrının ruhunun sözü olduğuna inanmamız için biraz kader gereklidir. İsrailliler Tanrının sözünün ne söylediğiyle ilgileniyorlardı, şu anda birçok Hıristiyanın yaptığı gibi. Hepimizin İbraniler 4:2ye dikkatlice bakması gereklidir:
Çünkü biz de onlar gibi iyi haberi aldık. Ama onlar duydukları sözü imanlabirleştirmediklerinden dolayı, bunun kendilerine bir yararı olmadı.
Tanrının ruhani sözünde güç bularak büyümek yerine ruhani bir kısayol kullanmak daha çekicidir: doğruluğun gücü bir anda üstümüzde olacak, bu da Tanrının sözüne olan sadakatimizden yaşayacağımız acı tecrübe yerine Tanrı tarafından kabul edilmemizi sağlayacak. Böylece, Tanrının ruhu gerçek anlamda kalplerimiz etkileyecek.
Tanrının sözündeki büyük ruhani gücü kabul etmekteki bu isteksizlik, birçok Hıristiyanı bütün kutsal yazıların Tanrı tarafından esinlenilmiş olup olmadığını sorgulamaya yöneltti. Onlar İncilde okuduklarımızın bir çoğunun kendi düşünceleri olduğunu söylediler.
Böylece peygamberlerin sözleri bizim için daha da büyük kesinlik kazandı. Öncelikle şunu bilin ki, Kutsal Yazılarda bulunan hiçbir peygamberlik sözü kimsenin özel yorumu değildir (Bu çok önemli!). Çünkü hiçbir peygamberlik sözü insanın isteğinden kaynaklanmadı. İnsanlar Kutsal Ruh tarafından yöneltilerek Tanrı'nın sözlerini ilettiler (2 Petrus 1:19-21 N.I.V.).
Herşeyin ötesinde bizler, İncilin esinlenilmiş olduğuna inanmalıyız. Bu nedenle bizler bunu, kaderin Hıristiyanlıktaki oluşumunda kuruluş cümlesi yapmalıyız. Esinlenmenin doktrini bir çok kere İncilde üstüne basılarak belirtilmiştir.
İncilin Yazarları
Kutsal yazıların esinlenilmiş olduğuna dair kuvvetli bir inanç çok önemlidir. İncili yazan kişiler karşı konulamaz bir şekilde onları esinlendirilen ruh tarafından yönlendirilmişti, bu yüzden yazdıkları şeyler kendilerinin değildir. Tanrının sözü doğudur (Yuhanna 17.17) ve azarlama ile nasihat sağlar (2 Timoteyus 3:16,17), bir çok insan arasında bunun popüler olmaması şaşıtrtıcı değildir. Peygamber Yeremya Tanrının onu esinlendirdiği sözleri söylediği için çok fazla muhalefetle karşılaşmıştır. Bu yüzden Yeremya kendisine verilen sözleri kayıt etmemeyi ve halka yayınlamamayı kararlaştırdı. Fakat Tanrının sözünün yazımı insan isteği olmayıp, Tanrının isteği olduğu için Yeremya kutsal ruh tarafından taşındı, onun için başka bir seçenek yoktu. Günlük soytarı gibiyim herkez benimle alay ediyor....Daha sonra onun adından artık bahsetmeyeceğim onun adını bile söylemeyeceğim ancak onun sözü yüreğim bir ateşti iliklerime kadar onun sözü işlemişti saklamaktan çok yorgun düşmüştüm ve duramadım (Yeremya 20:7,9). Petrus İncil yazarlarının taşınması düşüncesini 27:17,27 ayetlerinde kullanılan bşr geminin kontrolden çıkıp rüzgar tarafından taşınması hakkındaki Yunanca kelimeyle tasvir ediyor.
Aynı şekilde, Balaam İsraili lanetlemeye karar verdiği zaman, Tanrının ruhu Balaamı onlara lanet yerine şükran söylemesini sağladı (Sayılar 24:1-13 cf. Tesniye 23:5). O Tanrının sözünden kaçamadı (Sayılar 22:12 İbraniler 1:1).
Tanrının kendi sözlerini söylemesi için esinlendirdiği kişilerin şaşırtıcı sayıdaki bölümü, bu sözleri söylemek için isteksizlik dönemlerinden geçtiler. Liste etkileyicidir:
§ Musa (Çıkış 4:10)
§ Yeremya (Yeremya 1:6)
§ Hezekyel (Ezra 3:14)
§ Yunus (Yunus 1:2,3)
§ Pavlus (Elçilerin İşleri 18:9)
§ Timoteyus (1 Timoteyus 4:6-14)
§ Balaam (Sayılar 22-24)
Bu, bizim 2 Petrus 1:19-21de öğrendiklerimizi onaylamaktadır Tanrının Sözü insanların kişisel fikirleri değildir, ancak insanların, onlara açıklanan şeyi yazmaları için ilham almalarının sonucudur. Amos Peygamber şöyle demiştir: Rab olan Tanrı kim sadece kehanet edebilir? diye sordu (Amos 3:8). Tanrı tarafından olan ilhamı çok güçlü olduğundan Musa bazı zamanlar kendi kişiliğinin duyusunu kaybetmiştir: Bütün bu emirleri Tanrı Musa ile konuşmuştur (Sayılar 15:22,23); bu sözler gerçekten Musa tarafından söylenmiştir (v.17). Yeremya, Rabin ağzından konuşmuştur ve Yaweh de Yeremyaın ağzıyla konuşmuştur (2 Tarihler 36:12,22) bu, Tanrının, konuştuğu kişilerle artasındaki ilişkinin ne kadar yakın olduğunu göstermektedir. Onun ağzı onların ağzıydı. Peygamberlerin yazılarındaki zamirlerde çoğu kez, peygamberi mi yoksa Tanrıyı mı nitelediği anlamak zordur (örneğin, Yeremya 17:13-15) Tanrının onlar üzerinden olan tezahürü çok yakındır. Hoşeya tarafından, Rabin sözünün başlangıcı (Hoşeya 1:2), Hoşeyanın değersiz ve fani bir kadınla evlenerek Tanrı aşkını inançsız İsraele göstermesini emreden önsözle başlar. Hoşeya Tanrının insanlara olan sözüdür, Rab İsa ise fevkalede bir biçimde söze can vermiştir, ve biz de aynı şekilde Tanrının sözündeki maneviyatı uygulamaya geçirmeliyiz. Bunun için diğer bir kanıt ise, İncilin yazarları yazdıklarını tam olarak anlayamadıklarını farketmişlerdir. Doğru yorumu araştırmışlardır kim için açıklandığını ve yazdıklarının ulaşacağı bizler için araştırmışlardır (1 Petrus 1:9-12). Yazarların yazdıkları kelimler kendilerinin değil Tanrının sözleridir ve Tanrı için yazdıklarını daha iyi anlamayı dilerler. Aşağıdakiler daha açık örnekler teşkil eder: Danyel (Danyel 12:8-10); Zekeriya (Zekeriya 4:4-13); Petrus (Elçilerin İşleri 10:17). Samuel çocuk, Yahwehi bilmez fakat Onun sözünü söylemeyi sürdürür (1 Samuel 3:7).
Eğer bu kişiler bir parça ilham aldılarsa, Tanrının gerçek Sözüne ulaşamayız. Eğer yazdıkları gerçekten Tanrının Sözüyse, ilham alma süresince Tanrının ruhuyla çevrilmişler demektir aksi takdirde, ortaya çıkan yazı Tanrının gerçek Sözü değildir. Tanrının Sözünün tam olarak kendine ait olduğunun kabulu, onu okumak ve itaat etmek açısından bize daha çok motivasyon verir. Senin sözün çok açık ve doğrudur buyüzdende senin hizmetkarın bunu sevdi (Mezmurlar 119:140).
Bu yüzden İncilin kitapları, insanların edebiyatından daha çok, ruhu üzerinden Tanrının eserleridir. Bunun doğruluğu, Yeni Ahitteki yazıların Eski Ahittekileri nasıl temel aldığıyla açıklanabilir.
§ Matta 2:5 (R.V. mg.) bunun, peygamberler üzerinden nasıl yazıldığından söz eder Tanrı da onlar üzerinden yazıyordu. R.V. marjı, Tanrının peygamberler tarafından yazıldığından bahsederken her zaman üzerinden kelimesini kullanmıştır.
§ Matta 2:15 Mikadan aktarma yapar, ancak der ki: Bu, Rab'in peygamber aracılığıyla bildirdiği........ İbraniler 2:6da da aynı şekilde: Ama biri (Bu Davudtur) bir yerde şöyle tanıklık etmiştir
. Peygamberin kişiliği, Tanrının sözünü konuştuğu gerçeğiyle karşılaştırıldığında konuyla ilgisiz kalır. Peygamberin isminin çok alakalı olmadığının belirtildiği başka örnekler de vardır (Matta 1:22; 2:23; 21:4).
§ Kutsal Ruh Davudun ağzından şöyle konuşmuştur... (Elçilerin İşleri 1:16). Bu da, Petrusin Mezmurlardan nasıl aktardığına bir örnektir (cf. İbraniler 3:7).
§ Yeşaya peygamber aracılığıyla atalarınıza seslenen Kutsal Ruh doğru söyledi (Elçilerin İşleri 28:25 Pavlusun İsaiahtan nasıl aktardığına örnektir). Luka 3:4, İsaiahin kitabından daha çok, Esaiasın sözlerinin kitabından söz eder.
İlk Hıristiyanlar için İncilin insan yazarları önemli değildi, önemli olan o insanların Tanrının ruhundan esinlenerek söylediği sözlerdi.
Bu bölümü Tanrının ruhunun Onun sözleriyle bize nasıl yansıdığını gösteren ayetlerin listesiyle sonuçlandıracağız:
§ İsa açıkca söyledi, benim konuştuklarım...Kutsal Ruhdandır (Yuhanna 6:63); O Tanrıdan esinlenerek konuşmaktaydı (Yuhanna 17:8; 14:10).
§ Bizler ruhsal olarak yeniden domuş olarak tasvir edilmekteyiz (Yuhanna 3:3‑5) ve Tanrının Sanat eserleriyiz (1 Petrus 1:23).
§ Rabin ruhunda yolladığı sözler peygamberler tarafınDanyel.... (Zekeriya 7:12).
§ Üzerlerinize ruhumdan dökeceğim bidiğim sözleri sizin sözleriniz yapacağım (Prov. 1:23) Bu Tanrının sözlerinin Onun üzerimizdeki ruhunun işleyişi ile gerçek anlamda anlaşıldığınla ilgilidir. Kitabı anlamadan okumak geçerli değildir bu da Tanrının ruhunun yada zihniyetinin bizlere açıklanmadığını açıklamaktadır.
§ Bir çok yerde Tanrının ruhu ve Onun sözü birbirine paralel şekilde ilerlemektedir: Ruhum üzerinizde sözlerimi ise sizlerin ağzında olacak.... (Yeşeya 59:21); Sözlerine ve senin kendi kalbine (ruhuna) göre... (2 Samuel 7:21); Ruhumu senin içine (kalbine-ayete bakınız) koyacağım...; Kanunumu....yüreklerinize koyacağım (Ezra 36:27; Yeremya 31:33).
Tanrı Onun ruhudur (Yuhanna 4:24) ve Tanrı Onun sözüdür, böylece Onun sözlerinin Onun ruhunu yansıttığı kanıtlanır. Bizim Tanrının sözüne karşı tutumumuz Ona karşı tutumumuzdur; çünkü o söz saftır, bu yüzden biz onu severiz (Mezmurlar 119:140). Emirleri bozduğumuz zaman Tanrının sözünü küçümsemiş oluruz (Amos 2:4). Bu, ilhama olan inancın güçlü bir etkisi olduğu yerdir.
Tanrının Sözünün Gücü:
Tanrının ruhu sadece Onun aklını göstermez; Onun ruhu, düşüncelerini nasılifadeettiginin gücünü de gösterir. Onun ruhu-sözü sadece Onun aklının bir cümlesi degildir, sözde aynı zamanda dinamik bir güç vardır.
Bu gücün gerçek degeri, bizi o güçten faydalanmak için heveslendirmelidir. Bu yüzden oluşan sıkıntı veya utanma duygusu; Tanrının sözüne olan sadakatimizin hayattaki ufak seylerden sıyrılıp kurtuluşa dogru ihtiyacımız olan gücü verecegini bilerek üstesinden gelinmelidir. Birçok tecrübeyle Pavlus şöyle dedi:
Ben Mesihin sözünden utanmıyorum; çünkü o söz kurtuluşa giden yolda Tanrının gücüdür.(Romalılar 1:16)
Luka da aynı konuya değinir: Tanrının hiçbir sözü faydasız güç veya ruh degildir. 1:37(R.V.)
İncil çalışması ve İncil i kendi hayatlarımıza uyarlamak dinamik bir iştir. Bu, ilahiyatçıların akademik çalışmalarına ve birçok kiliseye biraz alakasızdır. Buna ragmen birkaç pasajda bu belirtilmiştir ama bunu anlamak ve uygulamak için bir çaba sarfedilmemiştir. Tanrının sözü çabuk ve güçlüdür; Onun gücünün sözüdür.(İbraniler 4:12, 1:3) Tanrının sözü...etkili olarak senin içinde.(1 Selanikliler 2:13) Sözüyle, Tanrı gerçek inananların akıllarında günün her saatinde aktif olarak çalışmaktadır.
Öğrenmekte olduğunuz İncil (söz) Tanrının gerçek gücüdür. Eğer böyle olmasına izin verirseniz, o sizin hayatınızda sizi Tanrının çocuğu yapmak için çalışabilir; Tanrının ruhunu belli bir yere kadar bu hayatta göstererek ve sizi Mesihin dönüşünde gelecek Tanrının ruhani doğasına olacak değişime hazırlayarak.(2 Petrus 1:4) Pavlusun öğüdü Ruh ve gücün gösterimi(1 Korintliler 2:4)
Mesihe katılmalarına rağmen bizler İncil de yarım kader sahibi olanlarla çevriliyiz. Benzer şekilde onlar da Tanrıya inandiklarını söyler, ancak onun gerçek bir insan olduğunu kabul etmezler. Onlar Kutsal Kitabın tüm ilhamını ve bizim duygularımız üzerindeki hakimiyetini reddederek, Tanrının gücünü reddederler. 2 Timoteyus 3:5in sözleri akla gelir Tanrılı olmak ama gücünü reddetmek.
Dünya bizim aşırı tutuculuğumuzla alay ediyor.(siz öyle inanmıyorsunuzdur, öyle mi?) Pavlus ve vaizleri der ki: Çarmıhla ilgili bildiri mahvolanlar için saçmalık, ama kurtulmakta olan bizler için Tanrı'nın gücüdür (1 Korintliler 1:18).
Bütün bunları akılda tutarak, herbirimiz İncili daha fazla saygıyla elimizde tutamaz mıyız ve onu okuyup daha fazla bir hevesle ona sadakat edip onu anlamaya çalışamaz mıyız?
Tanrının İnsanlarının Onun Sözlerine Karşı Tutumu:
İncil titiz bir şekilde okunursa; İncil yazarlarının sadece kendilerinin ilham aldığını düşünmediğini, diğer İncil yazarlarının da ilham aldıklarını düşünerek hareket ettiklerini anlarız. Rab İsa bu konuda daha önceden üstündü. İsa Davudun ilahilerinden aldığında, bu konuyu şü sözlerle ifade etti: Davud ruhta ... (Matta 22:43). Böylece Davudun sözlerinin esinlenmiş olduğunu kabul etmiş oldu.İsa aynı zamanda Musanın yazılarından da bahsetti (Sn.5:45-47).Bu , İsanın ,Musanın İlk Beş Kitapı yazdığına inandığını gösteriyor.Bazı incil eleştirmenleri Musanın onu yazabilceğinden şüphe etmekte fakat Mesihin tutumu açıkça onların düşüncesiyle çelişmektedir. İsa, Musanın yazılarına Tanrının emri diye hitap eder. Ayrıca Eski Ahitin çoğunun efsane olduğu iddia edilir ama İsa ve Pavlus hiçbir zaman öyle düşünmediler. İsa Sheba kraliçesini tarihsel bir öğe olarak kabul eder (Matta 12:42) İsa, Sheba kraliçesi hakkındaki hikaye gibi...demedi.
Oniki havarilerin tutumu Rabinkiyle aynıydı. Bu, Mesih in sözlerini kendi kulaklarıyla duyduğunu sözleyen Petrus tarafından özetlenmiştir. Petrus, Pavlusun yazılarının diğer kutsal yazılar kadar kutsal olduğuna inandı. Böylece Petrus Pavlusun yazılarını Eski Ahit kadar itibarlı gördü
Ayetlerde birçok kinaye bulunmaktadır. Mektuplar ve İncillerin açığa vurulması, sadece onların aynı ruhtan ilham aldıklarını değil, İncillerin Yeni Ahit yazarlarından ilham aldığını da gösterir. Pavlus 1 Timoteyus 5:18 de Yeni Ahit in 3. Kitabını ve kilisece ikinci derece sayılan kitapları da kutsal yazı saymıştır. Pavlus, kendi mesajlarının kendisinden değil, Mesih ten olduğunu üstüne basarak söylemiştir. Bu diğer Havariler tarafından da tanınmıştır; Yakup, Pavlusun sözlerine kutsal yazı olarak adlandırmıştır.
Tanrı bize Mesih in içinden konuşmaktadır, onun için daha fazla açıklamaya gerek yoktur.(İbraniler 1:2) incilin şu anda bilinmeyen ve elde olmayan yazıları ima ettiği görülebilir.(Jasherin kitabı,Nathanın yazıları,Elijah) Yuhannaun 3. Mektubu,Yuhanna un kiliseye korunamamış bir mektub yazdığını ve bunun Diotrephesin buna uymayı reddetiğini gösterir.Neden bu yazılar bizim için korunmadı? Çünkü o yazılar bizimle ilgili değildi.Tanrı bizimle ilgili herşeyi bizim için korumuştur, bu konuda rahatız.
Yeni Ahit kitapları bazen esinlenmiş olarak kabul edilir, ancak havarilerin birbirilerinin yazılarına esinlenilmiş olarak bakmasıyla bu yargı çürütülmüştür. Yazıların ve mektupların esinlenilmeiş olup olmadığını test etmek için bir mucizevi ruh vardır (1Korintliler 14:37;1 Yuhanna 4:1 ;Esinlenme2:2) bu esinlenilmiş mektupların, hemen esinlenilmiş olark kabul edilmesi demektir. Eğer İncil e yönlendirilmemiş bir insanın seçimi girseydi, o zaman kitabın hiçbir otoritesi olmazdı.
Özet
Kurana göre Yeni ve Eski Ahit insanoğluna Tanrıdan esinlenerek verilmiştir. Şu anda kullanmakta olduğumuz içerik Kurana ters düşmektedir. Bu nedenle Müslümanlar Kutsal Kitabın değiştirilmiş olduğunu kabul etmektedirler.
Eski ve Yeni Ahit yazılı kanıtları İslamın doğuşundan öncedir. Ve bu kanıtlara göre tarih İS 1. yüzyılı göstermektedir. İslama göre bu Ahit yazıtları çok önce kayboluştur. Dahası Kurana göre Ahitler 1.yüzyılda ve Muhammedin zamanında hala vardı. Eğer Ahitler kayboldysa yada değiştirildiyse bu nasıl olabilir? Orijinal yazıtlar nerededir peki?
Yeni ve Eski ahitin değiştirildiğine dair hiç bir kanıt yoktur. Gerçeklere göre tanrıdan esinlenerek yazılan Eski ve Yeni Ahit Muhammed zamanında zaten vardı ve bu kitaplar bir çok kişi tarafından okunmaktaydı. (Yahudiler ve Hıristiyanlar) Bu da 1. yüzyıldan 7.yüzyıla kadar Ahitlerin değiştirilmediği ortadadır. Bununlar beraber Ölü Deniz kayıtları Kutsal Kitapın doğru olarak kopya edildiğine tanıklık etmiş kayıtlardır. Peki o zaman diğer değiştirilmiş kayıtlar nereden gelmektedir? Kimler bu kopyalama işini uzun süre yapmıştır? Bunun gibi cevap aradığımız bir çok önemli soru bulunmaktadır elbette.
İslam İsayı peygamber olarak kabul etmektedir ancak İsanın ölmediğini ve dirilmediğini belirtmektedir. Bu da iki soruyu ortaya çıkarmaktadır:
-İsanın öğrettikleri genellikle Onun ölümü ve dirilişi hakkındaki kehanetler ile alakalıydı. Eğer bu öğretiler doğru olmasaydı nasıl peygamber olabilirdi? Eğer İsa ölüp dirilmeseydi vermek istediği mesajın hiç bir önemi olmazdı. Onu takip edenlere şartlı olarak hayat verdi ve şöyle dedi Ben yaşadığım için sizde yaşayacaksınız(Yuhanna 14:19). Eğer İsanın öğretleri insanları yanlış yönlendirdiyse İsayı peygamber olarak kabul etmek saçma olurdu.
-Eğer İsayı peygamber olarak kabul ediyorsak, kesinlikle kendisinin söyledikleri bir yerde yazılı olmalı ki Onun doğruluğu kanıtlansın. İslama göre Yeni Ahit değiştirilmişse bu kitabın doğru şekli nerededir?
Eğer Müslümanlar İsanın söylediklerini doğru olarak kabul ederlerse, bütün Yeni Ahitide kabul etmek zorunda kalırlar. Onlara göre dört Kutsal Kitap Tanrı tarafından gönderilmişti ama Yeni Ahit bunlara dahil değildi. Eğer Hıristiyanların inandığına göre Yeni Ahit değiştirilmemişse bu kitabın içerisinde defalarca tekrarlanan İsanın ölümü ve dirilişi hakkında bilgiler doğru olmalıydı. Onun sözleri açık ve kesindi; Ben yaşadım, öldüm ve dirildim vede sonsuza kadar yaşayacağım.Amin.Ve cehennemin ve ölümün anahtarları bendedir(Esinlenme 1:18) Onun dirilişi hakkındaki bu sözleri, Onun insanoğluna verdiği umudun bir göstergesiydi. Pavlus ilhamla bunları yazdı Oysa Mesih, ölmüş olanların ilk örneği olarak ölümden dirilmiştir. 21Ölüm bir insan aracılığıyla geldiğine göre, ölümden diriliş de bir insan aracılığıyla gelir. Herkes nasıl Âdem'de ölüyorsa, herkes Mesih'te yaşama kavuşacak. Her biri sırası gelince dirilecek: ilk örnek olarak Mesih, sonra Mesih'in gelişinde Mesih'e ait olanlar (1 Korintliler 15:20-23)
Yine Pavlus daha etkili bir şekilde mantığı geliştirerek şunları yazmıştır Mesih dirilmemişse, bildirimiz de imanınızda boştur....Mesih dirilmemişse, imanınız yararsızdır ve siz hâlâ günahlarınızın içindesiniz(1 Korintliler 15:17). Bu sözler İslam ile alakalı sözlerdir. Eğer İsa sadece peygamber ise ve Onun sözleri bu hayatta yararlı ise o zaman bizi aldatan bir adamı dinlemekle kalmıyoruz aynı zamanda mahvolmuş bir insanlığı temsil ediyoruz. Ancak havariler ve ilk Hıristiyanlar bu durumda olmadıkları belirtiyorlar. İsanın dirilişine ait güzel haberi duyurmak için kaybedecekleri şeyler olsa bile acı çekmeye razıydılar. Bu haberi yada müjdeyi duyurmak için hiçbir kişisel çıkar gözetmeden kendilerini bu göreve ait hissettiler. Acılarına gülüp geçtiler (Elçilerin İşleri 4:18-20; 5:41) ve şahitlikleri ile dünyayı baş aşağı çevirdiler (Elçilerin İşleri 17:6). Kutsal Kitaba ait diğer tarihçeler Roma dünyasının İsanın dirilişi hakkındaki Hıristiyan vaazlarla istila edildiğini yazmaktadır. O zaman şu soruyu sormadan edemiyoruz; Neden yaptılar bütün bunları?
A.D Norris gözlemlerinde şöyle açıklar:
Bunları yaptılar çünkü;
(i) Onun vücudunu çalıp başka bir yerde çürümeye bıraktılar. Onların yazıtlarda ve suni görünümlerden yararlanarak sahte ama geniş çerçeveyi inceleme kabiliyetleri vardı;
(ii) Ölmemiş bir İsa açıklanamayacak surette mezarında ızdırap çekerdi ve onların kulaklarını korku dolu işkencelerle gasp ederdi.
(iii) İsa ölümden dirilmiştir
Bunlar üç seçenek değildir. Vermemiz gereken basit bir karar var: mahkum olmak yada akılsal intihar (Mesih İsanın Dirilişi sayfa 13). Çalınmış vücut yada Swoon (Bayılma) teorileri ne Pavlus gibi birine dramatik değişiklikler yapması için yeterli motivasyonu sağlayabilirdi ne de global olarak değişim içerisinde olan İsanın dirilişinden esinlenmiş İncil müjdesini etkileyebilirdi, ama onlar yinede bunu denedi.