1.3 İncil’in Müslüman bakış açısıyla eleştirisi

İncil ve Kur’an arasında kesin bir aykırılık vardır, özellikle İsa’nın çarmıha gerilme konusundaki yazılarda. Müslüman basit olarak Kur’anın doğru ve İncil’in yanlış olduğunu varsayar; ancak bu, bir önceden farzedişle başlamak ve daha sonra bunu destekleyecek kanıt aramaktır. İncil’in Yahudiler tarafından değiştirildiğini söylemek az da olsa buna benzemektedir – Eski Ahit ve Yeni Ahit Musevi eleştirileriyle doludur. Her iki Ahitin de metinleri, hem Yahudilere hem de Hıristiyanlara aitti, bu yüzden, metinler değiştirilmiş de olsa her iki tarafta bu konuda anlaşmak zorundaydı. İsa’dan önce 200 yıl boyunca Eski İbrani Ahit’i, Septuagint olarak Yunanca tercümesinde var olmuştur; İslam’ın iddia ettiği gibi Eski Ahit Hıristiyanlar tarafından değiştirilmiş olması gibi, bu tercüme de İbranice metinlerle birlikte değiştirilmeliydi. Müslümanlar varsaydıkları gibi, İncil’in değiştirilmesi konusunda sorumlu hiçbir tarih, mekan ve isim vermezler. Kur’anı çürüttüğü için İncil’in yanlış olduğu konusundaki varsayımları, onları kanıttan yoksun iddialar ortaya atmaya sevketmiştir. Ölü Deniz Yazmaları, metinlerin nesiller boyunca değiştirilmeden nasıl kopyalandığını açıklar – bu yazmalar, İ.Ö. 2. Yüzyıldan itibaren yazılan Eski Ahit’tendir. Daha sonraki yazmalarla aralarındaki ilişki kesindir! En erken İ.S. 4. Yüzyıla tarihlenen ve parşömen üzerine yazılmış Alexandrinus El Yazması, Septuagint ve Yeni Ahit’in tamamını kapsar. Ve Siniaticus El Yazması ise en geç 3. Yüzyılda yazılmış olan Yeni Ahit’i içermektedir. 4. Yüzyıla tarihlenen Vaticanus El Yazması da 4. Yüzyıla tarihlendirilmiştir. Bunların hepsinin Muhammed zamanından önce olduğuna dikkat edin. Ve yine de bu üç kitap gerçek bir birlik içindedir! İlk ikisi Londra British Museum’da, diğeri de Vatikan’dadır. BU nedenle, Yeni Ahit’in metninin son 17 yüzyıl boyunca değiştirilmiş olduğunu söylemeye imkan yoktur! İşte bu yüzden de bir el yazmasının zaman içinde kaçınılmaz biçimde değişmesi zorunludur. Temelde, Kur’anın da değişmiş olduğunu düşünülebilir. Analize uygun en azından 24.000 adet Yeni Ahit el yazması vardır – Kur’andan daha fazla. Bundan bir sonraki kitap ise Homer’in Iliad’ıdır ve onun sadece 643 kopyası vardır.Yuhanna’un İ.S. 120’ye ve ve Matthew’un İ.S. 65’e kadar giden orijinal fragmanları bulunmaktadır. Birkaç farklı okuma şekli metnin duygusunu hiçbir şekilde etkilemez; ve bazı okumalar ise   herhangi başka bir yerde yazılmış olanlarla Yeni Ahit arasında çelişki göstermEz 

Kur’an metninin okunmasında pek çok çeşitlilik vardır – Muhammed cahildir ve söyledikleri pek çok farklı kişi tarafından kaleme alınmıştır – ve bu tür farklı yazılımlar, Halife Uthman’ın Zaid-ibn-Thabit’in yazdığı kopya dışındakileri yok etme emrini verdiği zaman son bulmuştur (bkz. John Gilchrist, Muhammed ve Islam Dini, s. 176-199). Eğer böyle bir şey İncil’e yapılsaydı, orijinal metne sahip olup olmadığımızı merak eder veya diğerleriyle karışıp karışmadığını düşünürdük. Bu sorunun entelektüel ve gerçek bir Müslümanı üzmesi gerek. Bunu yapması için Halife Uthman’a Tanrı’nın ilham verip vermediğine dair bir kanıt var mıdır? 

Muhammed’e şöyle denmiştir: “O sana Kur’anı gönderdi...ve sana Tevrat’ı ve İncil’i gönderdi” (3.3). Ve İsa’ya da “İncil gönderilmişti” (5.46). İslam Tevrat ve İncil’in Tanrı tarafından göndrildiğini varsayar, ancak şimdi sahip olduğumuz Eski ve Yeni Ahit aynı şey değildir. Bu iddia kanıttan yoksundur. Musa’ya (Tevrat) ve İsa’ya (İncil) ifşa edildiğini iddia ettikleri kitaplar hiçbir yerde yoktur ve var olduklarına dair de hiçbir kanıt yoktur. Kur’an bu sorunu, bu kitapların Muhammed zamanındaki Musevi ve Hıristiyanların elinde olduğunu belirterek derinleştirmektedir (5.44,50). Yahudiler ve Hıristiyanlara, Kanun’un ve İncil’in, onlara Rab’in bir ifşası olarak geldiği öğretilmiştir (5.71). Ve Kur’anın da, Muhammed dönemindeki Medine Yahudilerinin okudukları yazıların onayı olduğu bilinmektedir (2.91; 10.94). Ancak, bu dönemde sahip oldukları kitaplar, şimdi bildiğimiz Eski ve Yeni Ahit’lerdir. Başka kitapların var olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur! Müslümanların iddia ettiği gibi eğer Tanrı, Kur’anın gerçek metnini koruduysa, diğer kitapları neden koruyamadı? Ve Kur’an neden Yahudilere ve Hıristiyanlara, büyük önemle bahsettikleri saygın sözlerinin emirlerini izlemelerini söyler – eğer bu kadar bozulmuşlarsa? Kur’an nasıl olur da, Tevrat’a ve İncil’e uymayan  “kitabın insanları”na lanetler yağdırır (5.47) – eğer bu belgeler umutsuzca bozulmuşsa. Biz bilinmeyen bir Kanun’a ve İncil’e nasıl itaat edebiliriz? 9. Ve 10. Yüzyıllardan Müslüman yazarlar, Eski ve Yeni Ahit’lerin, “kitabın insanları”nın elinde olduğu üzerinde ısrar etmişlerdir (Kur’an onları Yahudiler ve Gentileler olarak adlandırır). Büyük Müsülüman teologlarından El Gazeli 10. Yüzyılda yaşamıştır ve İncil’in metninin güvenilirliğinden şüphe duymadan okumuştur. “El Gazeli Hıristiyanları metinleri değiştirmekle suçlamamıştır, ancak derinliğine inememiştir” (Wismer, Islami İsa s. 165).    

1209’da ölen Fakhruddin Razi “...kategorik olarak İncil metni değişmediğini doğrular...” (Ananikian, Müslümanlara Göre İncil’in Değiştirilmesi, Müslüman Dünyası, C. 14, s.77).

Yahudilerin İncil metnini değiştirdiğini söyleyenlerin Kur’anın kendisi olmadığı, sonraki nesilden Müslüman apolojistler olduğu açıktır. Onlar tarafından aktarılan Kur’an pasajları (5.14,44), Medine Yahudilerinin Kur’andaki kelimeleri karıştırdığından ve ezber kısımlarını çarpıttığından bahseder – İbranice yazımları değiştiren yazılardan bahsetmiyorlar.

Müslüman eleştirilerinin saydam entelektüel dengesizlik kişiyi, onları neyin harekete geçirdiğini düşünmeye sevkediyor. İncil’de varsayılan çelişkilerin pek çoğu kolayca yanılanabilecek çelişkilerdir ki, eğer İncil esasen bozulmuşsa neden en çok ona başvurdukları merak konusudur. Bu nedenle, Matta 3. Tekil kişiyle yazdığı için İncil’inin onun tarafından yazılmış olamayacağını iddia ederler. Ancak Müslümanların Kur’anı yazdığını düşündükleri Allah da 3. Tekil kişiyle yazmıştır: “O Allah’tır, O’nun dışında tanrı yoktur” (59.22) –ve onlar bu durumun, Allah’ın yazar olduğunu çürüttünü düşünmezler. Benzer bir şekilde Müslümanlar tarafından, İncil’in hataları vahşice abartılmıştır. Ahmed Deedat İncil Tanrı’nın Sözü mü? İddia eder ki İncil’de 50.000 hata vardır –40/ sayfa! Ancak yazılmış hiçbir kitapta sayfa başına 40 hata olamaz.  Bu kadar abartı neden? Acaba gerçekten hiç bu hataları listelemeyi denedi mi...?

En sık ortaya atılan eleştiriler şöyledir:

İsa’nın Soyu

Matta ve Luka, İbrahim’den Davud’a olan soyu kabul eder. Buradan hareketle, Matta soyu, Solsomon üzerinden, Luka ise Nathan üzerinden İsa’ya bağlar. Matta bizi, İsa’nın yasal korumacısı Yusuf’a götürür: ve Luka da Mary’ye. O, İsa’nın Yusuf’un “farzedilen” oğlu olduğundan söz eder. O kendi soyundan hiçbir kadından söz etmez  - erkeksi (maskülen) bir soy yaratmak amacıyla Yusuf kadınların yerine isimlendirilmiştir. Matta’nın ilk bölümleri Yusuf’un rolü üzerine yoğunlaşmıştır, Luka ise Mary’ye odaklanmıştır.

2. Rakamlarla ilgili varsayılan çelişkilerin pek çoğu, - örneğin, biri “yüzlerce” derken diğerinin “binlerce” demesi gibi – bu terimlerin kesin sayıları değil ortalama bir rakamı temsil ettiğinin kavranmasıyla çözülmüştür.


previous chapter previous page table of contents next page