1.1 İsa’nın doğumu

Tanrı’nın kurtuluştaki amacı tamamiyle Mesih İsa çevresinde odaklanmıştır. Tanrı’nın Havva’ya, İbrahim’e ve Davud’a vaad ettiği sözler tüm bu saydıklarımızın soyundan olan İsa’yı müjdeler. Gerçektende tüm Eski Ahit yada Antlaşma Mesih’i’in geleceğine işaret eder. İsrail’in İsa’dan önce uymakta olduğu Musa’nın on emri bile sürekli olarak İsa’nın gelişini göstermekteydi. “ Emirler bizi İsa’ya yaklaştıran bir öğretmendi” (Galatyalılar 3:24) İşte bu yüzden Geçiş bayramında iyi durumdaki bir kuzu kurban edilmeliydi (Çıkış 12:3-6): Bu aslında İsa’nın kurban edilişini temsil ediyordu “Tanrı’nın kuzusu tüm dünyanın günahlarını üstlendi” (Yuhanna 1:29;Korintliler 5:7). Her kurban edilişte olduğu gibi kurban edilecek hayvanın tertemiz ve lekesiz olması gerekmekteydi Bu da İsa’nın kusursuz kişiliğine işaret ediyordu (Çıkış 12:5 bölüm, Petrus 1:19).

Eski Antlaşmanın Mezmurlar ve peygamberler bölümünde İsa’nın nasıl biri olacağı ile ilgili sayısız benzetmeler ve işaretler bulunmaktadır. Bu arada şunu heme belirtelim Kur’an mezmurların tümünün Tanrı’dan olduğunu tasdik eder (4.163). Mezmurlar özellikle İsa’nın nasıl öleceğini tasvir ederler ve Kur’an ‘da İsa’nın yahudi bir Mesih olduğunu teyit etmektedir. İslam’ın kabul etmeye yanaşmadığı fikir ölücek olan bir Mesih’in gelmesiydi ancak bu da mezmurlarda belirtilen kehanetleri görmemezlikten gelmelerinden kaynaklanıyordu. Aşağıdaki tabloda İsa’nın geleceğini müjdeleyen kehanetlerin açıklaması verilmiştir:-

Eski Antlaşma’daki Kehanetler

İsa’nın Kehanetleri Doğrulaması

“Tanrım, Tanrım beni niye yalnız bıraktın?” (Mezmurlar 22:1)

Bunların İsa’nın çarmıhtaki sözleriydi (Matta 27:46)

“halk beni küçük görüyor. Beni gören herkes bana alay edercesine gülüyor: Kafalarını sallayarak ‘anrı’ya inandı kurtarır diye hadi bakalım şimdi Tanrısı kurtarsın onu’ diyorlar. (Mezmurlar 22:6-8)

İsrail İsa’yı küçük görerek onunla alay etmişti.(Luka 23:35;8:53) Kafalarını sallayıp ‘Tanrısı onu çarmıha gerdi işte’ demişlerdi (Matta 27:43)

“Dudaklarım susuzluktan çatladı...Ellerimi ve ayaklarımı süngülerle deldiler” (Mezmular 22:15,16)

Bu olay İsa’nın çarmıhta susuzluğu ile doğrulanmıştır.(Yuhanna (19:28). Süngülerle delmek ise çarmıha gerilme işlemine ait açıklamayı doğrulamakta.

“Elbiselerimi yırtıp aralarında paylaştılar onlara fiyat biçtiler” (Mezmurlar 22:18)

Bu bölümün tümü Matta 27:35’de doğrulanmıştır.

Mezmurlar 22:22’nin özellikle ileride İbraniler 2:12’de İsa’yı kastettiğine dikkat ediniz

“ Kendi öz kardeşlerime yabancıyım artık, yabancıuyım kendi Annemden doğanlara. Senin evindeki şevk beni yedi bitirdi.” (Mezmular 69:8,9)

Bu bölüm İsa’nın kendi yahudi kardeşine ve ailesine hissettiği yabancılığı tasvir ediyor. (Yuhanna 7:3-5, Matta 12:47‑49). Bu Yuhanna 2:17’de açıklanmıştır.

“Bana acı çektirdiler ve susuzluğuma içeyim diye sirke teklif ettiler” (Mezmurlar 69:21)

Bu olay İsa çarmıhtayken gerçekleşmişti (Matta 27:34)

Yeşaya 53.bölüm Mesih’in ölümünün ve dirilişinin nasıl olacağına dair gayet açık bir kehanetdir ve her ayetin kusursuz bir şekilde ileride doğrulandığıda bir gerçektir. Bu konuda sedece iki tane örnek verelim.

“Onu kesecekleri önünde sessiz bir koyun gibiydi ve ağzını bile açmadı” (Yeşaya 53:7)

Tanrı’nın kuzusu İsa yargılanırken sessizliğini bozmamıştı. (Matta 27:12,14)

“O mezarını suçlu ve zengin ile yaptı (Yeşaya 53:9)

İsa çarmıha ağır suç işlemiş zanlılarla birlikte gerilmişti (Matta 27:38), ancak gömüldüğü yer zengin bir adamın mezarıydı (Matta 27:57-60).

 

Özellikle Yeşaya 53.bölümde acı çeken hizmetkara ait kehanete dikkat ediniz. Bu kehanetin bir çok yorumu vardır ve bu yorumlardan bir tanesi kurtuluşun gerçekleşmesi için birinin büyük acılar çekmesi gerekmektedir. Aşağıda Mesih hakkında sıraladığımız noktalar Yeşaya 52:13-53:12 de karşımıza çıkmaktadır:

-Diğer hiç bir insanoğlunun çekmeyeceği vücutsal acılardan bile fazlasını çekecektir O (52:14)

-Onun acısı “tüm uluslara” ‘sıçrayacaktır’ (52:15). Buradaki sıçramak daha çok Kanun’da belirtildiği gibi kanın işlenmiş günahlara diyet olarak sıçraması şeklindedir. Belkide bu ileride suyun temizlenmek, arınmak amacıyla sıçramasına ithaf etmektedir (Sayılar 19). İşte bu yüzden çektiği acıların kanı birçok ulustan insanların günahlarının affedilmesini sağlamaktadır. (52:15; 53:1-3).

-Onunla ilgili haberler heryere yayılacak ancak Yahudiler buna inanmayacak (52:15; 53:1-3).

-Mesih’in kendi halkı onun Mesihliğine inanmamaya başlayacak:” Sanki yüzümüz varmış gibi ondan yüzlerimizi sakladık...ona saygı göstermedik”(53:3). Bu bize Leviler 13:44,45 de geçen İsrail Mesih’i günahından dolayı cüzzam hastalığıyla cezalandırılmış olarak görecek ayetini hatırlatıyor. Yeni antlaşmadaki kayıtlar Talmud’ daki yorumlarda içine katıldığında birçok Yahudi’nin İsa’yı bir günahkar olarak gördüğünü ve bu yüzden de kendi toplulukları için yaramaz olarak gördüklerini gösteriyor.

Bu ileride ölerek tüm günahların affedilebilirliğini sağlayacak olan Mesih betimlemesinin açıkca Nasıralı İsa olduğu görülmektedir. Bütün bu kehanetlerin İsa’nın zamanından önce olduğuna ve İsa doğmadan önce kopyalanan Ölü Deniz el yazması kayıtlarında geçtiğine dikkat ediniz.

Yeni Ahit bize Eski Ahit’deki Kanun ve Peygamberler bölümünün aslında Mesih’i anlayabilmemiz için en temel bilgi olduğunu hatırlatması hayret edici bir gerçektir (Elçilerin işleri 26:22; 28:23; Romalılar 1,2,3; 16:25,26). İsa kendiside bizi bu konuda uyararak eğer Musa ve Peygamberleri idrak edemessek kendisinide anlayamayacağımızı belirtmiştir (Luka 16:31;Yuhanna 5:46,47).

Musa’nın Kanunu’nun İsa’yı müjdelemesi ve peygamberlerin İsa hakkındaki kehanetleri İsa’nın aslında fiziksel olarak doğumundan önce var olmadığının kanıtır bana göre. İsa’nın doğumundan önce fiziksel olarak varolması konusundaki yanlış doktirin aslında devamlı olarak Havva’nın, İbrahimin ve Davud’un soyu olacağı konusunda verilen vaatlerin yarattığı saçmalıktır. Eğer İsa gerçektende bu vaatlerin verildiği sırada gökte var olmuş olsaydı Tanrı bu insanlara verdiği ileride soylarından gelecek olan Mesih vaati konusunda yanılmış olurdu. İsa’nın Matta 1 ve Luka 3’ de geçen soyağacına göre İsa Tanrı’nın vaatler verdiği insanların soyundan gelmekteydi.

Davud’a Mesih ile ilgili verilen vaat bu vaatin verildiği zaman içerisinde Mesih’in fiziksel olarak varolması fikrine ters düşmektedir: “Senin bağırsaklarından çıkacak olan ve senden sonraki tohumunu yaratacağım....Ben onun babası olacağım ve o da benim oğlum olacak” (2 Samireliler 7:12,14). Burada gelecek zamanın kullanıldığına dikkatiniz çekerim. Burada da açıkca gözüküyor ki Tanrı Mesih’in Babasıdır ve vaatlerin verildiği zaman sırasında Tanrı’nın Oğlunun var olması mümkün değildir. Bu ‘senin bağırsaklarından çıkacak tohumlar’ cümleside gösteriyor ki İsa fiziksel olarak Davud’un soyundan gelmişti. “Tanrı söz verdi ki senin vücüdundan olacak meyvalardan senin krallığını kuracağım”(Mezmurlar 132:11)

Süleyman verilen bu vaatlerin yerine getirildiği ilk insandı ancak vaatlerin verildiği sırada Süleyman zaten yaşamaktaydı (2 Samireliler 5:14) Fiziksel olarak Davudun soyundan gelipte Tanrı’nın oğlu olacak olan gerçek anlamda bu vaatlerin yerine getirilmesini doğrulayacaktı Bu da hiç şüphesiz Mesih’e bir göderi yapıyordu (Luka 1:31-33). “Davudun soyuna doğruluk getireceğim”(Yeremya 23:5) bu doğruluk Mesih anlamında kullanılmıştır.

Mesihle ilgili buna benzer bir çok gelecek zaman olgusu kullanılmıştır. “Musa’dan sonra İsrail’e bir peygamber göndereceğim. (Dt 18:18) bu ayet yine Elçilerin İşleri 3:22,23’de “Peygamber” İsa olarak aktarılmıştır. “Bakire Meryem hamile kalıp bir oğlan doğuracak ve adı İmmanuel olacak”(Yeşaya 7:14). Bu gayet açık bir şekilde İsa’nın doumuyla doğrulanmıştır (Matta 1:23).

Bakire Doğum

Mesih’in ana rahmine düşmesi ve doğumu ile ilgili kayıtlar onun fiziksel olarak daha önceden var olduğu konusunu kesinlikle yadsır. Bir zamanlar üçleme yada üç Tanrı’nın bir şekilde cennette varolduğu ve bu Tanrılardan bir tanesinin diğer iki Tanrıyı yalnız bırakarak Meryemin rahminde vücut bulacağı gibi yanlış doktirinine inananlar vardır. Kutsal kitapta görüyoruz bütün varoluşlar buna Tanrı’nın ki de dahil olmak üzere fiziksel ve vücutsal varoluşlardır. Eğer İsa’nın daha önceden var olduğuna inanıyorsak Mesih’in fiziksel olarak cenetten gelip Meryemin rahmine girdiği sonuca varmak zorunda kalırız. Ancak Mesih konusundaki kayıtlar kesinlikle fiziksel olarak kendisinin cenetten gelipte Meryemin rahmine girdiğini belirtmEz Ne yazıktır ki bu olayın delilsizliği Üçleme ‘ye inanların büyük bir kaybıdır.

Melek Cebrail Meryeme görünerek şu mesajı verdi “Sen rahminde döllenecek ve bir oğlan çocuk dünyaya getireceksin ve onun adı İsa olacak. O çok büyük olacak ve en yüce olanın oğlu olarak çağrılacak.....Daha sonra Meryem şöyle karşılık verdi ‘bu nasıl olur ben hiç bir erkekle ilişkide değilim ki?( Meryem henüz bakireydi) Melek ona şöyle cevap verdi’ Kutsal ruh sana gelecek ve Yüce olanın gücü senin üzerinde olacak: Bu yüzden de senden olacak olan O kutsal insan Tanrı’nın oğlu olarak anılacak”(Luka 1:31-35)

Burada da görüldüğü gibi İsa’nın Tanrı’nın oğlu olacağı doğumunda iki kere belirtilmiştir: böylece Tanrı’nın oğlunun daha önceden var olmadığı görülmektedir. Yine diğer bazı gelecek zamanın kullanıldığı cümlelere dikkat edilmelidir-örneğin “ O çok büyük olacak “. Eğer gerçekten İsa önceden fiziksel bir şekilde varolmuş olsaydı Melek Meryem’e bu sözleri söylediğinde zaten İsa çoktan büyük bir insandı. İsa Davud’un “dölüydü” (Esinlenme 22:16); Yunancada ‘genos’ İsa’nın Davud’un soyundan geldiği anlamını verir.

Bakire doğum konusunda daha fazla bilgi Davud’un Mesih’i tasvirinde bulunabilir- Tanrı’nın oğlu olan tohum (Mezmurlar 2:6,7;89:26-27). Tanrı’nın baba olması ve bu işlemi bir kadının aracılığıyla yapması ve bu kadının hiç bir erkekle ilişkiye girmeden bu çocuğa hamile kalması Nasıralı İsa’nın var olduğundan beri milyonlarca insanın şimdi ve yıllardır inanmakta olduğu bir olaydır.

Günahın ölümle sonuçlanması uzun zamandır süre gelen ilahi bir prensiptir. Mesih’in ölümden sonsuz hayata dirilmesi ve cenette yükselmesi için (Mezmurlar 16:11) günahsız biri olması gerekiyordu. Bu kutsal kitabın bir çok yerinde de belirtilmiştir. Bu yüzdende Tanrı Mesih’i “ benim yakınım olan adam” olarak çağırmıştır. (Zekeriya. 13:7)- bir insan Tanrı’nın yakını olarak çağırılması onun doğruluğundan ileri gelmektedir. Mesih sadece doğrudur ve bu yüzden kurtuluşu hak etmiştir (Zekeriya.9:9). Bu sebeble Mesih kendi doğruluğu aracılığı ile diğerlerininde kurtuluşunu sağlamıştır. İsa İslam’ın idda ettiği gibi sadece bir peygamber değildir.

Bu amaçla Yeremya 23:5,6 Mesih’i “Doğruluk dolu Rab’imiz” olarak belirtmektedir ve onun aracılığıyla mükemmel karakterlik ve Tanrı’nın doğruluğu insanlara yansıyacaktır. Ona Davud’un soyu olacağı vaat edilmişti:”Davud’ dan sonra doğruluk dalını yaratacağım ve Kral zenginlik içerisinde hüküm sürecek....O Doğrulukların Rab’i olarak bilinecek”

-Bunun nedenlerinden bir tanesi çektiği acılardandır.” Onda arzu ettiğimiz bir güzellik mevcut değil......ona Tanrı’nın çarptığı olarak baktık”(53:2,4)

İsa’nın Ana Rahmine Düşmesi

Kutsal ruhun (Tanrı’nın nefesi/gücü) etkisinden sonra Meryem İsa’ya bir erkekle ilişkiye girmeden gebe kalabildi. Bu yüzdende Yusuf İsa’nın gerçek babası olamazdı. Kutsal Ruhun bir kişilik olmadığının anlaşılması gerekmektedir. İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğu ve Kutsal Ruh’un oğlu olmadığı bir gerçektir. Tanrı’nın ruhunun Meryem üzerindeki etkisinden dolayı ondan doğacak olan kutsallık Tanrı’nın oğlu olarak anılacaktır (Luka 1:35). Burada kullanılan “dolayı” kelimesi kutsal ruhun Meryem’in rahmindeki etkisi olmasaydı Tanrı’nın oğlu olan İsa’nın bu dünyaya doğmasının mümkün olamayacağına işaret etmektedir.

İsa’nın Meryem’in rahminde vücut bulması (Luka 1:31) aynı zamanda O’nun daha önce fiziksel olarak var olmadığının bir kanıtıdır. Eğer biz bir fikre gebe kalırsak bu ilk önce kendi içimizde başlar. Aynı şekilde Meryem de İsa’ya gebe kaldığında – İsa da tıpkı diğer insanlar gibi Meryem’in içinde bir cenin olarak yaşamaya başladı. Yuhanna 3:16 da kutsal kitabın en ünlü sözlerinden biri şöyle der: “İsa Tanrı’nın babası olduğu tek çocuktur”. Malesef bunu okuyan milyonlarca insan bu cümlenin ne demek istediğini yanlış anlamışlardır. Eğer İsa vücüda ana rahminde getirilmiş ise bu onun Meryem’in rahminde hayata başladığını göstermektedir ve İsa Tanrı tarafından vücuda getirilmişse açıkca Tanrı İsa’dan daha yaşlı olmak durumundadır-Tanrı’nın başlangıcı yoktur (Mezmurlar 90:2) işte bu yüzdende İsa’nın aslında Tanrı’nın kendisi olması mümkün değildir . Matta 1:18 ‘de İsa’nın doğumundan bahsedilirken ‘yaradılış’ sözcüğü kullanılır ki Bu da kesin başlangıç anlamındadır.

İsa’yı Adem’in yaradılışından ayıran en baş özelliği rahimde vücuda getirilmesidir. Bu da Tanrı’nın İsa’ya olan yakın ilgisini ortaya koymaktadır. – “Tanrı İsa’nın içindedir bu O’nun dünyaya ile barışık olduğuna işaret etmektedir” (2 Korintliler 5:19). İsa’nın topraktan yaratılmasındansa Tanrı tarafından rahimde vücuda getirilmesi bize O’nun babası olan Tanrı’nın yoluna yakınlığını açıklamaya yardım eder.

Yeşaya 49:5,6 ‘ da Mesih’in dünyanın ışığı olduğuna dair kehanet İsa tarafından Yuhanna 8:12’de doğrulanmıştır. Bu bölüm Tanrı’nın onu rahimde “kendisine hizmet etmesi için yarattığı” konusunda yoğunlaşır. İşte bu yüzden Mesih kutsal ruh aracılığıyla Meryem’in rahminde “vücuda” getirilmiştir. Kuşkusuz Meryem’in rahmi Mesih’in fiziksel oluşumunun başladığı yerdir.

Mezmurlar 22’de Mesih’in çarmıhtaki düşüncelerini daha önce görmüştük. Mesih bu bölümde düşüncelerei şu şekilde yansıtmıştı: “Tanrı beni rahimden yarattı....ben sizlere rahimden geldim: Sen benim annemin karnından olan Tanrımsın” (Mezmurlar 22:9,10). Ölümü sırasında Mesih geride kalan yakınlarına bakmıştı-rahminden doğmuş olduğu Meryem’e ve gücüyle vücut bulduğu Tanrı’ya. Kutsal kitapta Meryem’in “anneliği” hakkındaki tüm tasvirler Mesih’in doğumundan önceden varolduğu fikrini tamamiyle çürütmektedir.

Meryem her insan gibi bir aileye sahip olan normal bir kişiydi. Bu da Meryem’in kuzeninin olması ve bu kuzeninin yine normal bir insan olan vaftizci Yahya’yı dünyaya getirmesinden gayet kolay anlaşılmaktadır (Luka 1:36). Roma Katolik fikrine göre Meryem öyle alelade bir kişilik değildi o zaman Mesih hem normal bir “insan oğlu” hemde “Tanrı’nın oğlu” olamazdı. Yeni antlaşma olan İncil de bunlar Mesih’in genelde kullanılan iki ünvanıydı. O bir insanoğlundan doğduğu için insan ve Tanrı’nın Kutsal Ruh aracılığıyla Meryem üzerindeki etkisinden dolayıda Tanrı’nın oğluydu ki Bu da Tanrı’nın O’nun babası olduğunun bir ispatıydı. (Luka 1:35). Bu güzel birliktelik eğer Meryem alalade bir insan olsaydı geçersiz bir hal alırdı.

“Kim kirli olan bir şeyi temiz kılabilir? Kimse.....İnsan nedir ki temiz olsun? Ve o bir kadından doğan nasıl doğru olsun? Nasıl kadından doğan o temiz olsun?” (Eyüp 14:4 ; 15:14 ; 25:4) Bu bölümler ne İsa’nın nede Meryem’in kusursuz olmadığına kesin beyan vermektedir.

Meryem normal bir ailenin kızı olarak bir anneden doğmuştur ve herkes gibi kusursuz değildir bu yine kendisinden yani normal bir kadından doğan İsa içinde aynıdır (Galatyalılar 4:4). İsa’nın Meryem aracılığıyla yaratılmış olması yine onun doğumundan önce var olmadığının bir kanıtıdır. Diaglott Galatyalılar 4:4’e “Bir kadından üremiş” şeklinde karşılık verir.

Kutsal Kitap bir çok kere Meryem’in insan olduğundan bahseder. Mesih Meryem’i en azından üç kere ruhsal anlayışsızlık konusunda uyarmak zorunda kalmıştır (Luka 2:49;Yuhanna 2:4); ancak Meryem O’nun uyarılırını anlamakta başarısız olmuştur (Luka 2:50). Bunlar normal bir insan olan kadından oğlu Tanrı’nın oğlu olsa bile beklenecek davranışlardır kaldı ki İsa’da ondan daha fazla ruhsal olarak anlayışlı olsada kendisinde normal insanlık doğasını barındırmıştır. Yusuf Meryem ile İsa’nın doğumundan sonra cinsel münasebete girmiştir (Matta 1:25), ve bu olaydan sonra onların neden evlilik içerisinde bunu yapmadıklarını düşünmemiz için bir neden yoktur.

Mesih’in Matta 12:46,47 de “anne ve kardeşleri” ‘nden bahsetmesi Meryem’in İsa’dan sonra çocukları olduğuna işaret etmektedir. Ancak İsa Meryem’in doğan ilk çocuğudur.

Katolik inancına göre Meryem hep bakire olarak kalmış daha sonrada cenette yükselmiştir bu hayattan ancak bu konuda kutsal kitapta her hangi bir kayıt bulunmaz. Normal ölümlü bir insan olarak Meryem yaşlanmış ve ölmüştür: Bunun dışında Yuhanna 3:13 de “Hiç bir insan göğe yükselmemiştir” ibaresi bulunmaktadır. Babası sahip olmasada Mesih’in insanlık doğasına sahip olması annesininde bu insalık doğasına sahip olduğunu göstemektedir (bakınız İbraniler 2:14-18;Romalılar 8:3)

Bunun tam tersi Kur’an kesinlikle İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğunu inkar eder: “Hıristiyanlar Mesih’e Tanrı’nın oğlu diyorlar....tıpkı eski inançsızların yolundan gidiyorlar. Tanrı’nın laneti bunu yapanların üzerinde olsun: Nasıl gerçekten uzaklaştılar!” (9.30)

“Onlar “ Tanrı çocuk sahibi oldu” diyorlar........bunun hiç bir dayanağı yoktur!”(10.68)

İslam’ın Tanrı’nın bir oğula sahip olması için bir kadına ihtiyacı olması fikrine karşı çıkması İslam’ın temel olan “Tanrı herşeye kadirdir” presibine tam anlamıyla ters düşmektedir. Eğer Müslümanlar Meryem’in bir erkekle ilişkiye girmeden çocuk sahibi olabileceğine inanıyorlarsa, neden Tanrı’nın da bir kadınla ilişkiye girmeden çocuk sahibi olabaileceğine inanmıyorlar? Tanrı’nın karısı olmadığı için bir çocuğa sahip olamayacağını söylemek Tanrı’nın nefes alıp verme eylemini yapmadığı için canlı olmadığını düşünmek kadar saçmadır.

Bazı Müslümanlar İsa’nın aslında kendisinden Tanrı’nın oğlu olarak hiçbir zaman bahsetmediğine inanınrlar ki bu kesinlikle doğru değildir (Yuhanna 3:16;5:22,23,30;10:36;19:7 Markusus 14:61,62;Matta 11:27;17:5). Kendisinin çiftçi benzetmesinde de görülebileceği üzere kendisini İslam’ın idda ettiği gibi sadece bir peygamber ve kul olarak değil aynı zamanda bir Oğul, varis olarak olarak görmüştür (Matta 21:33-43; Markusus 12:1-12; Luka 20:9-18 bölümler Elçilerin İşleri 7:52). İsa havarilerine kendisini insanların ne olarak bildiklerini sorduğunda birçoğu O’nu peygamberlerden biri olarak gördüklerini söylemişlerdi. İsa “ İyi ama onlara benim kim olduğumu söylüyorsunuz peki?” diye sorduğunda (Matta 16:15) Petrus’dan aldığı ve kendisinin peygamberin çok ötesinde bir Mesih olduğunu ve yaşayan Tanrı’nın oğlu olduğu cevabı karşısında hayrete düşmüştü. İslamın Yeni Ahit’de değişikliklerin yapıldığı konusu ile ilgili açıklamayı Ekler bölümünde ele aldık.

Buna ek olarak Kur’an Meryem’in herhangi bir erkekle cinsi münasebete girmediği halde İsa’nın annesi olduğunu açıkca belirtmektedir. O Tanrı’nın içine ruhunu üflediği bakiredir (3.47;19:20;21.91). Kur’an’da gayet açık bir çelişki vardır bu bağlamda: İsa ruh aracılığyla bakirenin oğluydu ancak Tanrı’nın oğlu değildi: Peki o zaman kimin oğluydu İsa? Sorusunu sormaktan alıkoyamıyoruz kendimizi.

“İsa’nın Adem ile olan benzetmeside” doğru olamaz;” Tanrı onu topraktan yarattı”(3.59). Arada apaçık bir fark bulunmaktadır. Adem yaratılmış ancak İsa Tanrı’nın oğlu olarak rahimde vücut bulmuştur. Kur’an İsa’nın neden bu şekilde doğduğuna ilişkin açıklamayıda yapamamaktadır. Oysa Hırıstiyan anlayışı bu harikulade mucizeyi ve İsa aracılığı ile Tanrı’nın bizimle olduğunu açıklamakta daha başarılıdır. Tabiki bu İsa Tanrı olduğu için değildir ancak Tanrı’nın oğlu ve aynı zamanda bir insan olduğu için bizlerde Tanrı’nın canlı bir insanda belirtisini ve bize doğru gelişini görebiliyoruz. İslam defalarca Tanrı’nın her yaptığında bir amaç olduğunu belirtmektedir: Eğer gerçekten böyle ise Bakire doğumun İslama göre amacı ne olabilir? Yine aynı şekilde eğer bakire doğumda her hangi bir önem yoksa neden Kur’an ‘da adı geçen ve büyük bir saygı ile belirtilen tek kadın Meryem’dir: “Ey Meryem! Tanrı seni tüm ulusların kadınları arasından seçti”(3.42). Luka 1:42 de Meryem’in kadınlar arasında en kutsal kişi olarak seçildiğini bunun nedenininde ondan doğacak olanın sadece peygamberler değil tüm insanlar arasında en yüce kişi olacağıydı. Bakire doğum ve İlahi oğul kavramı birlikte hareket etmektedir.

Eski Antlaşma’da da peygamberler Mesih’in Davud’un soyundan olacağını açıkca belirtmişlerdir (Yeremya 23:5;Hezeykel 34:24;Yeşaya 11:1-5,10;Mikhail 5:2 bölümleri. Yuhanna 7:42;Matta 22:42;Esinlenme 22:16). Bu da zaten Davud’a verilen vaatlerde talep edilen şeydi: “ Kendisi bana bir ev kuracak ve ben ona sonsuza kadar sürecek bir krallık hazırlayacağım. Ben O’nun babası ve O’da benim oğlum olacak ve senden önce ondan esirgediğim merhametimi yine O’ndan hiç esirgemeyeceğim: Lakin O’nu kendi yanıma alıp krallığımda tahtını sonsuza kadar sürdüreceğim (1 Tarihler. 17:12-14). Verilen bu vaatlere ait esinlenerek yapılmış yorumlar Mezmurlar 89:26-29,35,36’da bulunabilir: “O bana Tanrım sen benim babamsın, Tanrım’sın ve kurtuluşumun temel taşısın diye haykıracak. Bende onu aynı zamanda benden ilk doğan ve yeryüzündeki tüm krallardan üstün kılacağım. Merhametim herzaman onun üzerinde olacak ve benim antlaşmam onunla geçerlilik kazanacak. Onun soyunuda sonsuza dek kılacağım ve tahtıda cenetteki günler kadar uzun olacak....Davud’a da kutsallığımla verdiğim vaati unutmayacağım. Onunda soyu benim önümde sonsuza dek sürecek ve tahtı güneş yandıkça kurulu kalıcaktir”. Vaat edilen oğlun babası olan Tanrı’ya yakarması gerekiyordu. O Tanrı’dan doğan bir ilk olacaktı (İşte bu yüzdende daha önceden varolamazdı).

Bütün bunlar açıklandıktan sonra Müslümanların cevaplaması gereken bir soru var: Kimin çocuğu El-Mesih yani Mesihtir? Marta ve Petrus sorulduğunda Mesih Tanrı’nın oğludur diye cevap vermişlerdi (Matta 16:16;Yuhanna 11:27 böl. Matta 26:63). Markusus İncil’inde de “İsa Mesih Tanrı’nın oğlu” olarak geçer (Markusus 1:1) ki Bu da Hırıstiyan inancının bir parçasıdır. Bizler “İsa’yı Mesih yani Tanrı’nın oğlu” olarak kabul ediyoruz (Yuhanna 20:31 böl. Luka 4:41)


previous chapter previous page table of contents next page next chapter