İncil nedir?
Kutsal Kitabın mesajı üzerine düşünmek için zaman ayırmış olduğunuzu görmek ne güzel! Belki dine karşı ihtiyatlısınızdır; Kiliseye gitmek, törenleri yerine getirmek, gelenekleri izlemek... Ve biz size tamamen katılıyoruz. Kutsal Kitap bize öğretir ki Tanrı, sözlerini dinleyen kadın ve erkeklerin yüreklerinde yaşar. Sadece Kutsal Kitabın kendisinin açıkça ifade ettiği törenleri takip etmeliyiz ki Kutsal Kitapta bunlar oldukça azdır. Suyun içine daldırılarak vaftiz olmak ve her hafta İsa’nın hatırasına ekmeği kırmak, Kutsal Kitabın açıkladığı iki ana törendir.
Ya da belki de siz Tanrı’yı hayatında isteyen ama daha derine gitmek istemeyen sıradan bir kişisiniz. Bunlar bir dini broşür okuyan, İncil ile ilgili bir konferansa gelen ya da bu konuda tartışan bizlerin çoğu için muhtemelen geçerli. Biz Tanrı’nın var olduğuna inanıyoruz, o kesinlikle var, bu harika! Ama çok daha fazlası keşfedilmeyi bekliyor. Tanrı’nın sözünü yani Kutsal Kitabı çalışarak O’nu öğrenmeye başlayabilir ve onun ebedi planında yer alabiliriz. Bu kitap diğer herhangi bir kitap gibi sadece insan sözü değil, O’nun ruhundan etkilenen insanlarca yazılmış bir kitaptır. Bu yüzden neden araştırmaya değmesin?
Ya da belki de siz her şeyi bildiğinizi düşünüyorsunuz. Kutsal Kitaba baktınız ve anladınız. Ama eğer gerçekten dürüst olursanız bir şeyin eksik olduğunu göreceksiniz; Halen süren boşluk duygusu, gelecek kaygısı ya da sonumuza ilişkin bir eksiklik. Bu şüphe kara bir köpek gibi birçok kadın ve erkeği mezara kadar takip ediyor. Ve size ‘Bir kez daha deneyin’ demek isteriz. Belki de insani yorumlar Kutsal Kitap hakkındaki düşüncenizi bulanıklaştırmış olabilir. Yalnızca Kutsal Kitabın metnine dönelim.
Ya da belki de siz Hristiyanlığı yalnızca ‘bir başka entelektüel macera’, vakit geçirmek için bir hobi, bir büyü ya da diğerleri gibi sonunda mezar olan bir yol üzerindeki şehir olarak görüyorsunuz. Oysaki hayat böyle alaycı tutumlar için çok kısa. Bir gün siz de mezarınıza uzanacaksınız ve bir gün mutlaka korkunç bir son size de gelecek. Şimdi Kutsal Kitaba kulak verin. Lütfen sadece kendi hatırınız için, hayatınızdan en azından birkaç dakikayı O’nun ne demek istediğini anlamak için düşünmeye ayırın.
Soruyu sorabilir miyim? Müjde Nedir?
Lütfen, Yeni Antlaşmanın Matta 1: 1 ayetini açınız. Bu Matta’nın Müjde’yi açıklayışının başlangıcıdır. Şöyle okuyoruz;
“İbrahim oğlu, Davut oğlu İsa Mesih'in soy kaydı…”
Tam beklediğimiz gibi değil. O, İsa’nın Davut ve İbrahim’in soyundan olduğunu söyler. Ve bu, Matta için Müjde’nin başlangıcıdır. Pavlus’da aynısını görmüştü. Galatyalılar 3: 8. ayete bakalım;
“Kutsal Yazı, Tanrı'nın öteki ulusları imanlarına göre aklayacağını önceden görerek İbrahim'e, "Bütün uluslar senin aracılığınla kutsanacak" müjdesini önceden verdi.”
Yani Pavlus’un söylediği gibi Müjde, İbrahim’e verilmiş vaattir. Bu yüzden Tanrı’nın İbrahim’e ne vaat ettiğini anlayabilirsek, Müjdenin yani İncil’in ne olduğunu da anlayabiliriz. Bu nedenle haydi Eski Antlaşmaya dönelim ve Tanrı’nın İbrahim’e ne söylediğine bakalım. Yaratılış Kitabına yani Kutsal Kitabın birinci kitabına gideceğiz. Yaratılış 17: 8’e;
“Bir yabancı olarak yaşadığın toprakları, bütün Kenan ülkesini sonsuza dek mülkünüz olmak üzere sana ve soyuna vereceğim. Onların Tanrısı olacağım”
Böylece İbrahim’e onun ve çocuklarının sonsuza dek bu dünyada yaşayacakları söylenmiş. Yani sonsuz yaşam, Eski Ahit’ten gelen bir fikirdir. Bunu not edin çünkü İncil’in de esas mesajı aynıdır. Bu nasıl olabilir? Yaratılış Kitabı 22: 17 ve 18. ayetlere bakalım;
“Seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım. Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecek.
Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin."
İbrahim’in bütün dünya’nın kutsanmasının kaynağı olan bir oğlu vardı. Kutsal Kitabı anlamanın yolu O’nun kendinden nasıl alıntılar yaptığını ve bize nasıl yorumlar verdiğini görmekten geçer. Okuduğumuz kelimeler Yeni Antlaşmada, Elçilerin İşleri 3: 25-26’da alıntılanmıştır. Oraya bakalım ve yorumu bulalım.
“Sizler peygamberlerin mirasçıları, Tanrı'nın atalarınızla yaptığı antlaşmanın mirasçılarısınız. Nitekim Tanrı İbrahim'e şöyle demişti: 'Senin soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün halklar kutsanacak.'
Tanrı, sizleri kötü yollarınızdan döndürüp kutsamak için Kulu'nu ortaya çıkarıp önce size gönderdi."
İbrahim’in soyu, tohumu kim? İsa! Peki ya O’nun dünyadaki tüm kadınlar ve erkekler için olanak verdiği kutsanma nedir? Günahlardan bağışlanma bereketi ve kurtuluş! Daha fazlasına bakalım, Galatyalılar 3: 16’ya;
“Vaatler İbrahim'e ve soyundan olana verildi. Tanrı birçok kişiden söz ediyormuş gibi, "Ve soyundan olanlara" demiyor; "Soyundan olana" demekle tek bir kişiden, yani Mesih'ten söz ediyor.”
Yani İbrahim’in soyu bir adamdı, tekildi, İsa. Peki, nasıl olurda bir adam birçok olabilir, hem de gökteki yıldızlar kadar çok? Galatyalılar 3: 27-29’u okuyalım.
“Vaftizde Mesih'le birleşenlerinizin hepsi Mesih'i giyindi. Artık ne Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı var. Hepiniz Mesih İsa'da birsiniz. Eğer Mesih'e aitseniz, İbrahim'in soyundansınız, vaade göre de mirasçısınız.”
Yalnızca Mesih’te vaftiz olmuş olanların hepsi vaat edilmiş olan dünyadaki sonsuz yaşamın parçası olurlar. Bu yüzden eğer kurtulacaksak vaftiz olmalıyız. Pavlus O’nun umudunun İsrail’in umudu olduğunu söyledi. (Elç. 28: 20) Ölümle karşılaştığında da bu onun umuduydu; İsrail’in umudu. Öyleyse vaftiz nedir? Su serpmesi değil. Yeni Antlaşma Grekçede yazıldı ve bu dilde Türkçeye ‘vaftiz’ olarak tercüme edilen kelime tamamen daldırmayı ifade etmektedir. Grekçede bu kelime gemi batması, suyun altına batmak ya da bir kumaşın boya içine batırılarak boyanması için kullanılmıştır. Matta’nın 3: 13-16. ayetlerine bakalım;
“Bu sırada İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile'den Şeria Irmağı'na, Yahya'nın yanına geldi. Ne var ki Yahya, "Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?" diyerek O'na engel olmak istedi. İsa ona şu karşılığı verdi: "Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir." O zaman Yahya O'nun dediğine razı oldu. İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Tanrı'nın Ruhu'nun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü.”
Görüldüğü gibi İsa suyun altına girdi ve daha sonra sudan çıktı. O bir yetişkin olarak vaftiz oldu, bebekken değil. Suya daldırılarak vaftiz oldu, üzerine su serpilmesiyle değil. Zaten bu yüzden vaftizi ırmakta yapıldı. O vaftiz olduysa bizde olmalıyız. Bu suya dalış ve çıkış, İsa’nın ölümünü ve dirilişini belirtir. Ve O’nun ölümü ile dirilişini üzerimize kararlaştırdığımızı gösterir. Bu yüzden vaftiz daldırma yoluyla olmalıdır, serpme yoluyla değil. Romalılar 6: 3-5’e bakalım;
“Mesih İsa'ya vaftiz edildiğimizde, hepimizin O'nun ölümüne vaftiz edildiğimizi bilmez misiniz? Baba'nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O'nunla birlikte ölüme gömüldük. Eğer O'nunkine benzer bir ölümde O'nunla birleştiysek, O'nunkine benzer bir dirilişte de O'nunla birleşeceğiz.”
Bu yüzden sizden vaftiz olmanızı istiyoruz. İsa Mesih’i kabul etmek hayatınızın amacı olsun. İsa’ya vaftiz olmakla, onun parçası haline geldik. Bu sayede vaatler bize uygulanacaktır. Bu yüzden O geri döndüğü zaman, diriltileceğiz, yargılanacağız ve sonra eğer Tanrı’nın sözüne uygun şekilde bir bağlılıkla yaşamışsak O’nun şuanda sahip olduğu gibi sonsuz bir yaşam bize verilecek. Ve Tanrı’nın Krallığında, burada yeryüzünde sonsuza dek yaşayacağız. Eğer buna inanırsanız, yaşamınız yeni bir anlama sahip olur. Maddesel problemlerimiz olsa da, onların geçici şeyler olduğunu fark ediyoruz ve İsa geri döndüğünde bize yeni ve ebedi bir yaşam verecek. Bu nedenle gerçek UMUT, İncil ve İsa’dadır. Önümüzdeki umut öylesine büyük ki şimdiki problemlerimiz bize hiç büyük görünmüyor.
Fakat nasıl olurda bu adam yani İsa bizi kurtarabilir? O bizim temsilcimizdir ve bu yüzden biz onun ölümüne ve dirilişine vaftiz edilmeliyiz. Çünkü o tam bizim gibiydi. İbraniler 2: 14-18’e bakalım;
“Bu çocuklar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne sahip olanı, yani İblis'i, ölüm aracılığıyla etkisiz kılmak üzere onlarla aynı insan yapısını aldı. Bunu, ölüm korkusu yüzünden yaşamları boyunca köle olanların hepsini özgür kılmak için yaptı. Kuşkusuz O, meleklere değil, İbrahim'in soyundan olanlara yardım ediyor. Bunun için her yönden kardeşlerine benzemesi gerekiyordu. Öyle ki, Tanrı'ya hizmetinde merhametli ve sadık bir baş kâhin olup halkın günahlarını bağışlatabilsin. Çünkü kendisi denenip acı çektiği için denenenlere yardım edebilir.”
Bu pasajda şeytanın bir hayvan ya da ejder olmadığına dikkat edin. O burada günahın kişileştirilmesi olarak kullanılmıştır. “Günahın ücreti ölümdür” (Romalılar 6: 23), ama burada okuyoruz ki ‘iblis’ ‘ölümün gücüne’ sahiptir. Biz görünmeyen ve kendimizden dışarıdaki varlıklarla değil, kendi doğamızla mücadele etmeliyiz. 14. ayette aynı şeyi birçok defa söyler ki O, kendisi, aynı şekilde, bizimle aynı doğadadır. Birçok Hristiyan grup üçlemenin içinde üç Tanrı olduğunu ve birinin İsa olduğunu öğretiyorlar. Ama bu İncil’in öğretisi değildir. İbraniler Kitabına göre de İsa’yı doğru anlamamız çok önemlidir. O tamda bizim doğamızdaydı. Yazar bunu tam 4 kez vurgular. O bizim gibi denenmişti. Peki ya biz nasıl deneniriz? İnsan doğamız aracılığıyla. Yakup 1: 13-15’e bakalım;
“Ayartılan kişi, "Tanrı beni ayartıyor" demesin. Çünkü Tanrı kötülükle ayartılmadığı gibi kendisi de kimseyi ayartmaz. Herkes kendi arzularıyla sürüklenip aldanarak ayartılır. Sonra arzu gebe kalır ve günah doğurur. Günah olgunlaşınca da ölüm getirir.”
Bu İsa’nın insan doğasına sahip olduğunu gösterir. Tanrı denenemez, ama İbraniler kitabı İsa’nın denendiğini söylüyor. O halde İsa Tanrı olamaz. O bir insandı, doğum yoluyla gelen Tanrı’nın Oğlu, Meryem’den olma Davut ve İbrahim’in nesli. Ayrıca Tanrı doğamaz ama İsa doğdu. Tanrı ölemez ama İsa öldü. Tanrı’yı göremeyiz ama insanlar İsa’yı gördü ve dokunabildiler. İsa doğumundan önce yoktu. O Meryem tarafından gelen Tanrı oğluydu. Luka 1: 31-35’e bakalım;
“Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, kendisine 'Yüceler Yücesi'nin Oğlu' denecek. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir." Meryem meleğe, "Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki" dedi. Melek ona şöyle yanıt verdi: "Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi'nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecek.”
Dikkat edin tamamı gelecek zamanda kurulmuş cümleler! O Tanrı’nın Oğlu olacak, Meryem O’na rahminde gebe kalacak… Burası O’nun Tanrıyla başlangıçtan beri var olan logos olduğu düşünülmesine rağmen İsa’nın başladığı yerdir. Dikkat edin, Meryem yalnızca sıradan bir kadındı. İsa da İbrahim ve Davut’un soyuydu. Bu durumsa ancak Meryem’in onların soyu olmasıyla mümkündür. Eğer İsa Tanrı olsaydı, Meryem Tanrı’nın annesi olacaktı ki bu onu sıradan olmaktan çıkarırdı. Eğer İncil’in öğrettiği gibi İsa Tanrı’nın Oğlu ve aynı zamanda Davut ile İbrahim’in soyu olan İnsanoğluysa, bu Meryem’in sıradan bir kadın olduğunun delilidir. Her şey ya da hiçbir şey; ya gerçek inancın sistemi ya da yanlış bir inanç. Gerçeğe inanmak önemlidir çünkü doktrin yaşantımızı etkiler. İbraniler 4: 15-16’ya bakalım;
“Çünkü baş kâhinimiz zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir. Onun için Tanrı'nın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım; öyle ki, yardım gereksindiğimizde merhamet görelim ve lütuf bulalım.”
İsa’nın bizim doğamızda olması nedeniyle, İsa vasıtasıyla Tanrı’ya güven içinde dua edebiliriz. Dualarımızı kabul edilebilir kılmak için bir insan rahibe, kilise binasına ya da Pastör’e ihtiyacımız yok.
O halde sorumuza cevap olarak konuştuklarımızı özetleyebilirim; İncil Nedir?
-
Sadece bir Tanrı vardır, üçleme değil.
-
İsa Tanrı’nın Oğludur, kendisi değil. O doğmadan önce yoktu. O bizim denenmelerimizden ve insan tecrübelerimizden geçti ama hiç günah işlemedi. Ve o hayatını acı dolu bir ölümle bizler için verdi, çünkü o asla günah işlememişti ve Tanrı O’nu ölümden diriltti.
-
Bir yetişkinin daldırılarak İsa’ya vaftiziyle birlikte, O’nun ölümünü ve dirilişini paylaşmış oluruz.
-
İsa Mesih geri döndüğünde, biz diriltilip, yargılanıp O’nun yeryüzünde olacak Krallığında sonsuz yaşamı alacağız. Bu Krallık Tanrı’nın ilk insanı yarattığı Aden bahçesindeki dünya gibi olacak ve hatta daha iyisi. Dünyadaki savaş, kıtlık, üzüntü, ölümün kendisi gibi problemler orada sonsuza dek yok olacak.
-
Ölümden sonra biz bilinçsiz kalırız. Cehennem yalnızca mezar anlamındadır.
-
Ruh ölümsüz değildir. Biz tozdan yapıldık ve toza döneceğiz. Yaşamın gücü olan Ruh bizim içimizdedir. Tanrı bunu biz öldüğümüzde geri alacaktır. Ölümden sonra herhangi bir bilinçlilik halinde var olmaya gitmiyoruz.
-
İblis, insanın içindeki kötü arzuların kişileştirilmiş bir sembolüdür. Biz buna karşı olmalıyız yani İblis dışarıda var olan bir ejder ya da canavar değildir. Tanrı 100% güçlüdür ve O gücünü iblisle paylaşmaz. Bizim bütün sorunlarımız Tanrı’dan gelir İblisten değil ve tüm sıkıntılarımızda bizim lehimize, pozitif ruhsal gayeler vardır.
-
Kutsal Kitabı okumak yoluyla Tanrı’nın doğru yolunu bulabiliriz.
Sizden bu şeyleri çalışmanızı ve kendinizi şu sorunun cevabını bulana kadar dinlenmeden bu meseleye vermenizi istiyorum; İncil Nedir? Umuyorum ki bizim ücretsiz İncil kursumuza katılırsınız ve kendinizi bir gün suya daldırılarak vaftiz olmaya hazırlarsınız. Ardından kesinlikle sonsuz yaşam için umudunuz olacaktır. Evet, ebedi yaşamı hayal edemeyiz. Ben sadece uzun, çok uzun çekilmiş ve sonu olmayan bir hat düşünmenizi ve bu hayatta o sonsuzluğa başlamak için yalnızca birkaç milimetre uzakta olduğunuzu aklınızdan çıkartmamanızı tavsiye ederim. Bu gerçekten bizim umudumuz. Eğer İsa’ya vaftiz olursak, O’nunla yaşarız. Sizden rica ediyorum bunu ciddiye alın ve sadece bir din ya da sıradan bir şey gibi muamele etmeyin.
Duncan Heaster
KUTSAL KİTABI ÜCRETSİZ OLARAK
ETKİN BİR BİÇİMDE OKUMAYI ÖĞRENİN
Bir tek İncil ancak birçok kilise var. Şu sorunun cevabını bulmalıyız; Müjde Nedir? Size İncil’i kendiniz için okuyarak O’nun gerçek mesajını bulmanızı tavsiye ediyoruz. Biz sadece bir Tanrı’nın var olduğuna inanıyoruz. İsa Tanrı’nın Oğludur ve bizim doğamızdadır ve biz O’nun ölüm ve dirilişinden yararlanalım diye tam olarak suya dalarak vaftiz olmalıyız. Yakında O, Tanrı’nın Krallığını yeryüzünde (cennette değil) kurmak için geri dönecek. Lütfen, aşağıdaki başvuru formunu doldurun ve size Kutsal Kitap çalışmalarınızda yardımcı olarak kitapçığı ücretsiz alın.
İsim:___________________________________________________
Adres:__________________________________________________
______________________________Tel:______________________
Dil:
Gönder:
Bible Basics, 49 Woodfields, South Croydon, Surrey CR2 0HJ ENGLAND